haberler

1 Mart 2012 Perşembe

lif modelleri





yediveren gül




Ayaklar ve sorunları hakkında bilmedikleriniz




Her ne kadar basit görünseler de aslında ayaklar çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Ayak parmakları ve ayak tarağı ise ayağın görünümünde çok önemli rol oynar. Bu da çok değişik biçim ve şekil imkanı oluşmasına, dolayısıyla her ayağın eşsiz olmasına neden olur. Bu kişiye özgünlük öyle ileriye varır ki bazen ayağın birinin ötekinden büyük olduğu fark edilir. Gene de spesifik olarak ayaklarda bazı ortak karakteristikleri ayırt edebiliriz. Farklı özellikler en fazla ayak parmaklarında gözlenir. Eğer ilk üç ayak parmağının boyu eşitse buna “Roma ayağı” denir. Bu cins ayaklar dikdörtgeni andırır. Eğer ikinci parmak, belirgin şekilde ötekilerden uzunsa bu tip “Grek ayağı” olarak isimlendirilir. En çok rastlanan ayak tipi ise “Mısır ayak” tipidir. Bunlarda başparmak en uzundur. Tabi bu tanımlamalar bir fikir sahibi olmak için yapılan tanımlamalardır. Sık sık bunların karşımı ile vücut bulmuş ayak tiplerine rastlarız.

Ayaklar ve sorunları hakkında bilmedikleriniz


Peki parmakların şekilleri neye göre değişiyor?

Parmakların şekillenmesinde çoğu zaman dış etkenlerin de etkisi olur. Eğer ayakkabılar çok sıkı ise parmaklar üzerine fazla baskı yapar ve parmakların doğal olmayan şekiller almasına neden olur. Bu hal hem hoş değildir hem de çok acı verir. Deforme olmuş ya da birbiri üstüne binmiş parmakları rahatlatmak için parmak ayracını kullanabilirsiniz. Bunlar parmağı yumuşak şekilde destekler ve acıyı ortadan kaldırır.

Ayak yapımızı nasıl anlayabiliriz?

Ayak tarağı da ayağın karakterini belirten bir diğer öğedir. İnce kumda yürürken geride izler bırakırız. Bu izler bize ayak yapımız konusunda önemli ipuçları verir. Normal ve sağlıklı bir ayağın bıraktığı iz hilal şeklindedir. Parmaklar, tarak, topuk ve ayak kavisi pek belirgin bir şekilde görünür.

Ayağınıza en uygun ayakkabıyı nasıl bulabilirsiniz?

İster büyük, ister küçük, ister dar, ister geniş olsunlar, ayaklar bizim her günkü yoldaşlarımızdır ve bizi hayatımız boyunca üzerlerinde taşırlar. Üstelik ne kadar değişik tipte insan varsa o kadar da değişik ayak vardır. Bu nedenle bu cefakar yoldaşlarımıza tam uyacak bir ayakkabı bulmak her zaman kolay değildir. Ayaklar böylesine değişik ve kişiye özelken, endüstriyel olarak üretilen ayakkabılar, çok değişik numaralar ve genişliktedir. Böyle olmalarına rağmen ihtiyaçların tamamını karşılayamazlar. O zaman, örneğin; aşırı şişman bir ayak için ısmarlama ayakkabı imal ettirmek gerekli olabilir. Bunun yanında bir imalatçının imal ettiği 39 numara ayakkabı diğer imalatçının 39 numarasına uymaz. Bu imalatçının kullandığı değişik kalıptan ileri gelen bir olgudur. O yüzden birçok müşteri ayağına göre ayakkabı bulabilmek için hep aynı markanın peşinden gider.

Ayakkabı alırken nelere dikkat etmeliyiz?

Ayakkabı satın alırken ayak tipinizi bilmek çok faydalıdır. Birçok kişi ayakkabıyı, giyip hissettiklerine göre satın alır. Eğer kişinin gerçekten geniş ayağı varsa bir büyük numarayı almaktansa, daha geniş bir modeli seçmesi daha uygun olacaktır. Aksi halde ayakkabının gereğinden uzun olma tehlikesi vardır. Bazen de tam tersi dar ayaklı biri küçük numaralı ayakkabıyı seçebilir. Sonuçta yanlış ayakkabı seçimi, ayağa iyi oturmayan ayakkabılar dolaysıyla sert deri oluşumunu, nasırları, deformiteleri artırır, kan dolaşımını bozar. Ayrıca yeni aldığınız bir ayakkabının ayağınıza olmayışının verdiği can sıkıntısı da cabası... Bu problemleri ortadan kaldırmak için ayakkabı alırken kendinize yeteri kadar zaman ayırın ve satıcınızın bilgisine başvurun. Satıcı ayağınızı gerektiği gibi ölçerek doğru model, doğru marka ve numarayı size tavsiye eder.

Belli başlı ayak sorunları nelerdir?

Ayaklarınıza ne kadar önem gösterseniz de eğer ayaklarınızda sorun varsa, başkaları için çok güzel olan bir gün, sizin için çabucak geçmesini istediğiniz bir zaman dilimine dönüşebilir. Ayak sağlığının önemi de ne yazık ki genellikle ayak rahatsızlıkları başlayınca anlaşılır. En sık görülen ayak rahatsızlıklarının başında ise nasır, mantar ve batık tırnak gibi sorunlar gelir. Bunları topuk dikeni, basış bozuklukları ve düşük taban gibi problemler izler.

Ayak rahatsızlıkları daha büyük sorunlara yol açabilir mi?

Uzun süre ayakta durmanız yüzünden oluşan ağrılar, aşırı terlemeler, ayaklarınızda oluşan kemik deformasyonları gün boyunca kendinizi rahat hissetmenizi engelleyebilir. Ortopedik olmayan ayakkabı ve terlik seçiminiz, bu gibi rahatsızlıkların oluşmasında önemli ölçüde etken olur. Sadece ağrılar veya terleme değil, uzun zaman içinde görülebilecek bel fıtığı veya yürüyüş bozukluğu gibi sorunlar da bu sebeplerden oluşabilir.

Ayak Sağlığı Uzmanı Özgül İşgör

YEDİVEREN KOKULU GÜL


harika sarmaşıklar



http://img2.blogcu.com/images/o/r/o/oronar/rose2.jpg

29 Şubat 2012 Çarşamba

ÇOCUĞA NEZAKET EĞİTİMİ NASIL VERİLİR


Çocuğa zorlamadan kazandırılan nezaket kuralları, toplum tarafından onay görür. Onay gören çocuğun aidiyet duygusu artar, özgüven duygusu gelişir. Çocuğa nezaket eğitimi nasıl verilmeli?Toplum hayatında insan ilişkileri önemli bir yer tutar. Nezaketi, inceliği, tabiatının bir gereği haline getiren; önce kendisine sonra da karşısındakine saygılı olmasını bilen insanların, ihtiyaçlarını daha kolay temin edecekleri ve daha çok mutlu olacakları açıktır.Kimi zaman bir teşekkür, kimi zaman bir çiçek, hallolması zor birçok meselenin üstesinden gelebilir.Geleceğe uzanan çizgide çocuklarımızın edepli, nazik hanımefendiler ve beyefendiler olması için aile içi ilişkilerde eşler arası uyum, nezaket ve çocuğa yaklaşım tarzı büyük önem arz etmektedir. Nezaket kurallarının birçok tezahürü var. Onları burada sayacak değiliz. Ancak aile içi ilişkilerde incelik ve samimiyetin topluma yayılacağı mukadderdir. Özellikle okulöncesi dönemde ailelerin çocukların bilinçaltı müktesebatına kazandırması gereken birtakım nezaket kuralları vardır.


Çocuğa nezaket kuralları ve saygı eğitimi nasıl verilmeli?


İşte yapılması gerekenler:


1- Yetişkinler iyi bir model olmalıEdebin ilk muallimleri anne-baba olduğu için ebeveynler öncelikle birbirine karşı edepli ve nazik olmalılar. Bu nedenle çocuğunuz, eşinize karşı saygılı olduğunuzu görsün ve bunu hissetsin. Hayatın akışı içerisinde zaman zaman eşler arasında tartışmalar çıkabilir. Burada eşler birbirini çocuğa şikâyet ederek, çocuğu hakem tayin etmemelidir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da çocuk tartışmaya şahit olmuşsa aynı konunun çözümlendiğine de şahit olması gerekir. Sözgelimi tartışma çocuğun önünde olup çözüm yatak odasında olmamalıdır.


2- Nezaket, saygı aile içinde de olmalıEbeveyni tarafından kibar davranılan çocukların görgü kurallarını öğrenmeleri daha kolay olur. Kimi yetişkinler sosyal kabul için aile ortamının dışında nazik ve kibar olurken maalesef aile içerisinde aynı nezaket ve inceliği göstermiyorlar. Dışarıdaki insanlara "teşekkür ederim", "lütfen" gibi ifadeleri nasıl kullanıyorsanız aynı ifadeleri çocuğunuza hitap ederken de dilinizden düşürmemelisiniz. Ayrıca çocuklar zaman zaman çevresindekilerce, "hadi şu amcaya bir küfret" gibi ifadelerle argoya zorlanabilmektedir. Ebeveynler, bu tür ortamların oluşmasına izin vermemeli ve aile içerisinde "lan, hişt..." gibi kelimelere perhiz getirmelidirler.


3- Erken yaşlardan başlayarak eğitimBebeklik döneminden başlayarak yumuşak dokunuşlar ve nazik kelimelerle çocuk öğrenmeye başlar. Örnek olarak çocuğunuz canınızı acıtacak şekilde elleriyle saçınızı çektiğinde ona bağırmayın. Bunun yerine, çocuğun yumruğunu yavaşça gevşeterek ve sakin bir şekilde "bunu yapmak yok", "nazik ol" gibi ifadelerle çocuk eğitilebilir. Çocuğun bu tür davranışlarına sesinizi yükselterek tepki verdiğiniz zaman çocuk ürker ve korkar. Bundan sonraki davranışlarında ürkek, korkak ve stresli durumlar gözlenebilir. Çocuğa aile içerisinde yaşına göre provalarla zorlamadan aşağıda sıralanan konular işlenmelidir.Tanışma nasıl olur? Çocuğunuzun kendi cümleleriyle kendini tanıtmasını sağlayabilirsiniz. (2 yaşından sonra)Nasıl selam verilir ve teşekkür edilir? (Çocuğun konuşmaya başlamasıyla birlikte öğretilebilir.) Bu yaşta çocuk selamın anlamını çok bilmese de bu davranışıyla toplumda sosyal kabul görür. Bu da çocuğun hem özgüven gelişimini destekler hem de bu davranışlar çocuğun tabiatının bir yanı haline gelir.Neden ve nasıl özür dilenir?(3 yaşından itibaren işlenebilir.)Sofra adabı nasıl olmalıdır?(3 yaşından itibaren işlenebilir.)Misafir karşılama ve uğurlama nasıl olmalıdır? (4 yaşından itibaren işlenebilir.)Kapı çalma şekli nasıl olmalıdır?(3 yaşından itibaren işlenebilir.)


4- Baskı yapmayın, çocuğunuzu bir başkasıyla karşılaştırmayınÇocuğunuzu topluluk önünde kibar davranma konusunda utandırmayın. Bu tür davranışlar çocuğunuzun kendisine ve size karşı saygısını zedeler. Kızgınlık ve öfke duygusundan başka bir işe de yaramaz. Görgü kuralları baş başa sakin bir ortamda öğretilmelidir. İlla ki bir şeyler söylenecekse çocuğu nazikçe bir kenara alarak, utandırmadan ifade edilmelidir.


5- Sınırlarınızı kontrol edebilirÇocuğunuzun özellikle 4-6 yaşları arasında muziplikleri artar ve inat davranışlarıyla sizi kışkırtır. Bu durum çocuğun gelişiminde bir süreçtir. Çocuk bu tür davranışlarıyla sizin disiplin sınırlarınızı kontrol ederek kişiliğini oluşturmakta, sınırları ve yasakları öğrenmektedir. Çocuğun bu sınırları ve yasakları öğrenmesi sizin tavırlarınıza bağlıdır. Çocuğun muzipliklerini ve kışkırtmalarını gülerek karşılarsanız ve bu tür davranışlarını zekâsına bağlarsanız, çocuk kendi karakter sınırlarını gamsız, saygısız, aşırı rahat tavırlarla belirler. Çocuğun bu davranışlarını tam tersi, katı disiplin ve şiddetle karşılarsanız bu defa da katı itaat kültürüyle yetişmiş, kendine güvenmeyen ve hakkını aramaktan çekinen, saygı ve itaatte sosyal sınırların ne olduğunu ayırt edemeyen kişilikler olmaktadırlar. Uygun olan yaklaşım, anne-baba ortak tavırla, kıvamında bir otorite ile çocuğa, yanlış olan ve yapmaması gereken davranışlarla doğru olan ve yapması gereken davranışları fark ettirmektir.


6- İyi davranışlarını takdir edinÇocuğa beklentilerinizi ifade ederken neleri yapmamalarını değil, neleri yapmalarını istediğinizi söyleyin ve iyi davranışlarını takdir edin. Örnek olarak; "Ellerinle yemek yeme yerine, lütfen çatalı kullanır mısın? Çatalını ne kadar kibar tutuyorsun. Yemeğini kendi önünden yemen ne kadar güzel" gibi ifadeler çocuğunuzu nazik davranışlar için yüreklendirir.






Aile içinde çocuğa karşı tutum çocuğun karekterinin gelişmesinde çok önemli bir etkendir. Bundan dolayı anne babanın çocuğa tutarlı bir şekilde, anlayış ve sabırla yaklaşması gerekir. Aile ortamı çocuğun sosyalleştiği ilk ortam olduğundan çocuğa karşı bilinçli yaklaşım gelecekte kendine güvenli, sağlıklı düşünebilen, uyumlu, sevmeyi ve sevilmeyi bilen, sorumluluk ve kişilik sahibi bireyler yetişmesi için ilk adım olacaktır.
Çocuğumu "doğru" yetiştireceğim demekten çok çocuğuma nasıl yaklaşırsam onun için daha iyi bir ebeveyn olurum demelisiniz. Çocuğunuza sevgi ile yaklaşmanız bir ön kaşuldur bunun dışında şu noktalara dikkat etmek gerekir:
•Çocuğunuzu yetiştirirken onun sizin istediğiniz kişiliğe bürüneceğini düşünmeyin. Onunla kurduğunuz iyi ilişki sayesinde ona tavsiyelerde bulunabilirsiniz.


•Onun size saygılı olmasını istediğiniz kadar siz de ona saygı göstermelisiniz.


•Ona yeterince zaman ayırın ve hoşgörülü davranmaya çalışın (kendi fikirlerini söyleme şansı tanıyın).


•Örnek bir aile olmaya çalışın ve hatalarınız olduğunda bunu kabullenin, ona asla yalan söylemeyin.


•Bazı şeyleri sizinle yaşayarak öğrenmesini sağlayın.


•Onun yanlışlarıyla fazlaca ilgilenmekten çok doğrularını yakalamaya çalışın.


•Para kullanmasını öğretmeye çalışın, boşuna para harcamak yerine gerektiğinde harcamasını öğretin.


•Onu devamlı başkalarıyla kıyaslamaktan kaçının ve kendisini aşmasını sağlayın. •Ona ilgi göstermekten kaçınmayın ama bunu aşırıya kaçırmayın bundan sıkılabilir.


•Size yardım etmek istediğinde ona fırsat verin ve onu gayretinden ötürü kutlayın. Bu ona kendine güvenme duygusunu verecektir. •Hatalarını gördüğünde onu suçlamayın yapması gerekenin ne olduğunu söyleyin.


•Eğitimine önem verin devamlı öğretmeniyle iletişim halinde olun.


•Ödevlerinde yardımcı olun ama asla onun yapması gerekeni siz yapmayın.


•Araştırmacı olmasına önem verin. Kendinize bir konu belirleyin ve bunu beraberce araştırın. •Onu övmekten kaçınmayın bunu yaparken de aşırıya kaçmayın.


•Üstünden gelemeyeceği yükler vermekten kaçının. •Onunla hiçbir konuda pazarlık etmeyin, rüşvet vermekten kaçının.


•Davranışlarına dikkat edin sürekli aynı hatayı yapıyorsa neden böyle davrandığını araştırın ve ona bunu düzeltmesinde yardımcı olun.


•Toplum içinde onu asla suçlamayın, bunu yalnız olduğunuz zamanda güzel bir biçimde söyleyin. •Onu sevdiğinizi ona söyleyin, bunu göstermekten asla kaçınmayın.


•Yatmadan önce çocuğunuza kitap okuyun, okuma alışkanlığı bu yaşlarda edinilir. Eğer mali durumunuz elveriyorsa ona resimli kitaplar alın okuma bilmese de kitaplarla aşina olması ilerde okulda daha başarılı olmasına yardımcı olacaktır..


•Bütün çocukların da büyükler gibi ayrı bir birey olduğunu unutmayın. Onlara bir birey gibi yaklaşın, kişisel isteklerine saygı duyun.


•Hata yapması için ona fırsat verin, kimse düşmeden bisiklete binmeyi öğrenemez.


•Çok fazla kural koymayın ama olan kurallara da uyun.

Doğru harçlık sorumluluk, yanlış harçlık bencillik



Anne ve babalar çocuklarına harçlık verip vermeyecekleri, vereceklerse ne zaman ve miktarın ne kadar olacağı konusunda kararsızlık yaşayabilirler.

Psikolog Merve Soysal’ın verdiği bilgiye göre; cep harçlığının verilmesi, aileden aileye değişiklik gösterse de sizin bu konuda ona kılavuzluk edeceğiniz ve çevresindeki arkadaşlarından çok farklı kalmayacağı bir yaşta başlamalıdır. Bu konudaki asıl amaç çocuğun küçük yaşlardan itibaren para idaresi konusunda sorumluluk almasıdır. Bunun yanı sıra, cep harçlığının çocuğa sağladığı başka yararlar da vardır. Parayı nereye harcayacağı konusunda alternatifleri olan çocuk bu sayede seçimler yapmayı da öğrenir.

Örneğin, almayı çok istediği herhangi bir şey için para biriktirmeyi ne kadar erken yaşta öğrenirse ileride de hedeflediği şeye sahip olmak için belirli bir süre sabretmesi gerektiğini daha kolay öğrenecektir. Bunlara ek olarak, ailenin bir bireyi olduğu için verilen cep harçlığı kendini daha değerli görmesine sebep olacak ve bir birey olduğunun farkındalığını yaşayacaktır.

Cep harçlığının çocuk üzerindeki olumu etkilerinden bahsettik. Aileler için bir diğer önemli konu da uygun harçlık miktarıdır. Verilecek harçlığın miktarını ailenin genel gelir düzeyi belirlese de dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Çocuğa verilen cep harçlığı arkadaşlarından ne çok fazla ne de çok az olmalıdır.

Cebinde çok fazla para olan çocuk her istediğini alabileceğini düşünebilir, bu konuda savurgan davranır ve para konusunda sorumluluk sahibi olamaz, fazla harçlık ileriki yaşlarda tatminsizlik duygusu da yaşatabilir. Az miktarda para alan çocuk ise arkadaşları arasında yetersizlik duygusuna kapılabilir veya sahip olmak istediği ufak tefek şeyler için zaman zaman çalma davranışı sergileyebilir.

Verilen harçlık, çocuğun yaşıyla doğru orantılı bir şekilde arttırılmalıdır. Bunun yanı sıra, çocuk ilkokula başladıktan sonra ufak miktarlarla günlük para verilmesine başlanmalı ortaokulda haftalık olarak verilmelidir.

Aileler verdikleri harçlık verirken çocuklara bu konuda kılavuzluk edebilmelidir. Bu durumda, verilen parayı nereye harcamaları gerektiğine müdahaleci olmadan beraberce karar alınabilir. Paranın ne anlama geldiği, nasıl kazanıldığı, değerinin alım gücü kadar olduğunu ve nelere harcanabileceği çocuğa anlatıldıktan sonra ilk zamanlarda yaptığı seçimleri eleştirmemek gerekir. Fakat, çocuğa verilen paranın bir miktarı ile tasarruf yapması çeşitli yollarla öğretilebilir.

Örneğin, ailenin karşıladığı temel ihtiyaçlarının haricindeki marka kıyafetler, çok istediği ama anne ve baba tarafından pahalı bulunan veya alınması gerekli görülmeyen bir oyuncak için para biriktirmesi teklif edilebilir ya da daha önceden belirlenen bir sürenin sonunda istediği herhangi bir şey alınabilir. Biriktirdiği parayı saklamak için kilitli bir kumbara alınması da teşvik edici olacaktır.

Birçok çocuk bu sayede hedef koymayı ve hedefe ulaşabilmek için neler yapması gerektiğini öğrendiği için harçlık konusunda kılavuzluk etmek önemlidir.

Ailelerin karşılaştığı harçlık problemlerinden birisi de normal düzeyde harçlık alan çocuğun aldığı paraya itiraz veya isyan etmesidir. Bu durumlarda yakın arkadaşlar baz alınır ve “ Ali, şu kadar alıyor, ben niye bu kadar az alıyorum.” gibi örnekler verilir. İlk olarak, ailenin çocuğa kendi ekonomik durumları hakkında kısa ve net bir açıklama yapması, kendini başka çocuklarla kıyaslamaması gerektiği, kendi yaşı için gerekli miktarın verildiği ve durumun yaptığı bu itirazlarla değişmeyeceğinin anlatılması gerekir. Çocuğun isyankar tavrına anne ve baba ortak bir tutarlılık göstermeli, ailenin diğer büyükleri de bu konuda uyarılmalı ve harçlık belirlenen miktarda tek elden verilmelidir.

Ailenin verilen harçlık konusundaki beklentilerini kendi içinde de netleştirmiş olması gerekir. Çocuğa verilen para temel ihtiyaçlarını karşılaması için değil hoş vakit geçirmesi içindir. Örneğin beslenme çantası hazırlamak yerinde çocuğa para verip yemek almasını söylemek, çocuğa özgüvenini sağlamlaştırmaktan çok kendi ile yeterince ilgilenilmediğini düşündürebilir.

Çocuk, hazırlanan yemeğin üzerine çikolata alarak çok mutlu olurken tüm beslenmesini okul kantininden almakla kendini üzgün hissetmesine sebep olabilir. Bu sebeple ailenin harçlık verirken bu paranın onun sorumluluk duygusunun gelişmesine ve özgüveninin sağlamlaşmasına yardımcı olduğu unutmamalı, yetersiz veya çok miktarlarda para verme ile çocuğun iç dünyasının etkileneceği, ailenin hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da kılavuz ve yol gösterici olduğu unutulmamalıdır.

28 Şubat 2012 Salı

Üniversiteye haksızlık etmek gerekmiyor"

Şevket Çavdar Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi cenaze
Üniversiteye haksızlık etmek gerekmiyor"

'nde iki kol ve iki bacak nakli yapıldıktan sonra hayatını kaybeden 'ın si toprağa verildi.
Çavdar'ın si, gece saatlerinde Ankara'dan Nevşehir'in Derinkuyu ilçesi Yazıhüyük beldesindeki evine getirildi. Buradan Yazıhüyük Merkez Camisi'ne götürülen Çavdar'ın cenazesi, kılınan namazın ardından belde mezarlığına defnedildi.

Cenaze namazına, Yazıhüyük Belediye Başkanı Cengiz Çavdar ile yakınları katıldı. Namazı İl Müftüsü Yakup Öztürk kıldırdı.

Gazetecilere açıklama yapan 'ın dayısı ve Yazıhüyük Belediye Başkanı Cengiz Çavdar, ''Operasyon başarısız oldu diye üniversiteye haksızlık etmek gerekmiyor. Büyük emekler harcandı, terler döküldü. Bunu da söylemek lazım. Ülkemizin başı sağ olsun. Emek verenlerden Allah razı olsun'' dedi.

Ülkenin her yerinden telefonlar geldiğini ve herkesin üzüntülerini paylaştığını belirten Çavdar, şöyle devam etti:

''Herkes üzüntülü. Hasta bizimdi ama yapılan müdahale Türkiye adınaydı, tıp adınaydı. Başarılı olsa daha iyi olurdu. Nakil bildiğimiz kadarıyla başarılıydı fakat kan dolaşımı yetersiz kaldı. Vücuda büyük bir parça eklendi, kalp ise dolaşımı sağlayamadı. Dün akşam bizim akrabalar, basın mensuplarıyla tartışma yaşamışlar. Özellikle yakınlarım adına özür diliyorum, yanlış bir şey oldu. Bu hadise acıyla ve anlık ortaya çıkan bir konu. Basın mensubu arkadaşlarımızın affedeceklerini düşünüyorum.''

"Oğlumdan alınan kol ve bacakların iade edilmesini istiyoruz"
İzmir'in Çeşme ilçesi Alaçatı beldesinde, geçirdiği trafik kazası sonrası Dokuz Eylül Üniversitesi'nde beyin ölümü gerçekleşen 40 yaşındaki oğullarının organlarını bağışlayan aile, oğullarının kol ve bacaklarının nakledildiği Şevket Çavdar'ın vefatıyla bir kez daha üzüldü.

Trafik kazasında yitirdikleri oğullarının bağışladıkları organ ve uzuvlarıyla, organ bekleyen hastalara umut olan Alkan ailesi, oğullarının kol ve bacakları nakledilen, ancak uzuvların vücudunda yaşamaması sonucu geri alınan Şevket Çavdar'ın, gelişen sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirmesine ilişkin düşüncelerini gazetecilerle paylaştı.

Ankara'dan gelen acı haberden derin üzüntü duyduklarını ifade eden anne Cemile Alkan, ''Şevket Çavdar'ın ölümü ile acımız bir kez daha tazelendi'' dedi.

Baba Kazım Alkan da oğullarının kol ve bacaklarının nakledildiği Şevket Çavdar'ın yaşamını yitirmiş olmasının kendileri için de sarsıcı bir haber olduğunu ifade ederek, ''Oğlumuzun organları nakledilen Şevket Çavdar'ın hayatını kaybetmesine çok üzüldük. Bundan sonra dileğimiz yüzünü taşıyacak olan kişinin hayrını görmesi'' diye konuştu.

Aile olarak, yapılan nakilden başarılı sonuç alınamaması üzerine, oğullarının, Şevket Çavdar'ın ölümünden önce vücudundan geri alınan kol ve bacaklarının kendilerine iade edilmesi istediklerini belirten baba Alkan, ''Oğlumun organlarını burada defnetmek istiyoruz'' dedi.